Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

3.Sayımız: Yeni Başlangıçlar: Umut

  Yaşanılan zor bir yılın ardından ya yeni kararlar alınır ya da silinir yazılanlar. Kimi geleceğe koşar umutla, kimi geçmişe kaçar korkuyla. Bazısı tereddüt eder yukarı çıkmaktan bazısı ikişer ikişer atlar basamaklardan. İnsan umudunu kaybederse yakın olur aşağılar. İnsan bulursa kendinde umut edecek gücü belirir sırtında kanatlar. Dünyanın yaşadığı akıl almaz geçtiğimiz sene birçok planın, hayalin ertelenmesine sebep olurken yeni sayımız da ertelenenler kervanına katılanlardan oldu. Yeni yıl, yeni sayı; kaybolmakta olan umudumuz, sönmekte olan ışığımız ve genişlemek için yer arayıp bulamayan ufkumuz için bir başlangıç olsun. Yeni sayımız içimizdeki aydınlığı hatırlatsın, pozitifliğimizi arttırsın ve umudun neleri değiştirebileceğini görmemizi sağlasın. Umudun psikolojik ve fizyolojik açıdan ele alındığı, umudun gücünün anlatıldığı, umutsuzluğun yol açtığı durumlardan bahsedildiği yeni sayımız sonunda siz okurlarımızla buluşuyor! Tüm canlılar için her şeyin daha iyi olacağı umut d...

Psikolojinin Yeni Çocuğu: Pozitif Psikoloji Üstüne Doç.Dr.Tayfun Doğan ile Röportaj

Merhaba hocam, bu ay temamızla ilgili olarak pozitif psikoloji hakkında röportaj yapmak istiyoruz. Siz de pozitif psikoloji denilince akla gelen akademisyenlerin başında geliyorsunuz. Burada olduğunuz için teşekkür ederim. Keyifli bir röportaj olacağını düşünüyorum.Öncelikle hoş geldiniz, bize kendinizden bahseder misiniz? Hoş buldum Zeynep. Ben Niğde'de doğdum, büyüdüm. Çocukluğumdan beri okumayı, araştırmayı seven biriydim. Kitaplarla aram hep iyi olmuştur. Bu da beni sosyal bilimlere yöneltti. Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Pozitif psikoloji ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Daha çok yaşamın anlam ve amacı, mutluluk ve iyi oluş gibi konularda araştırmalar yürütüyorum, seminerler konferanslar veriyorum. Senin de bildiğin üzere Avrasya Pozitif Psikoloji Kongresini düzenliyorum. Salgın süreci biter bitmez dördüncü kongremizi de gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili duyuru ve gelişmeleri sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz (...

Umudun Fizyolojik Yönü

“Unutma Red, umut iyi birşeydir, belki de iyisi. Ve iyi şeyler asla ölmez.” The Shawshank Redemption. Türk Dil Kurumu tarafından “ummaktan doğan duygu”, “bu duyguyu veren kimse veya şey”, “olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey” olarak tanımlanan umut aslında insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu kavram, üzerinde en çok durulan, düşünülen, tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Örneğin, ünlü düşünürlerden olan Hume ve Kant umudu, insanın doğasında var olan ana duygulardan biri olarak tanımlamıştır (Kavradım, Özel, 2014).  Umut denilince akla gelen en önemli isimlerden olan Snyder ve Crowson’ın umudu tanımlaması ise en kapsamlı olan tanımlamalardan kabul edilmiştir ve umudu iki boyutta değerlendirmişlerdir: hedefe ulaşmak için kişinin kendisinde güç hissetmesi ve hedefe ulaşmak için kişinin bunun yollarını bulabilmesi becerisidir (2014). Bu iki boyut üzerinden değerlendirecek olursak aslında umut kişinin en temel iç güdülerinden olan hayatta k...

Umut ve Maneviyat

İnsan, hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşır. Bütün bunların yanında yaşamın, yaşamanın getirdiği sorumluluklar vardır. Bu karmaşanın içinde insan, hayatına devam etmek zorundadır. Çünkü zaman daima ilerleyecek ve insanı peşinden sürükleyecektir.  Yaşamın temel döngüsünde ilerleyebilecek gücü bulmak için insanın manevi bir dayanağa ihtiyacı vardır. Her şeyden ve herkesten ümidi kestiği karamsar anlarda ilerleyebilmesini sağlayabilecek bir güç, içinde umut tohumlarını yeşertir. Bu inanış çoğu zaman “din” olarak adlandırılır. Kötü günlerin geçeceğini, her zorlukla bir kolaylık geleceğini, zorlukların karşılığının bu dünyada olmasa da başka bir alemde mutlaka alınacağı bildirilir. Bu vaatlerin sahibi olan “Tanrı” insanı her zaman en iyi anlayan ve onun için en iyisini bilendir. Ancak ondan yardım istenir ve ona güvenilir. Dini inanışlarda zorluklar, insanın sınanması içindir. Dünya hayatı sınanmadan ibarettir. İmtihanların üstesinden gelenlere cennet gibi sonsuz güzellikte bir öd...

İntihar ve Umut

“Sanki çok ömrümüz varmış gibi beklemeyi öğretiyor hayat bize…”  Piyanist Ya da umut etmeyi öğreniyoruz….   “Piyanist” filmini izlemişsinizdir ya da duymuşsunuzdur. II. Dünya Savaşı, Naziler, Yahudiler, büyük büyük olaylar… Homo Sapiens’in yine hunharca yeryüzünün ömründen birkaç bin yıl daha çaldığı savaşlardan biridir. Ve acı çeken onlarca, yüzlerce insan… Acı, insanı sınırda bırakan, yüzüne tokat gibi inen, yaşamak ve ölmek arasında medcezirin bir nüshasıdır aslında. İşte o filmde bir Piyanist bizlere Chopin Nocturne’u öyle bir çalar ki, onca yıkımın arasında bir umudun hep var olduğunu hatırlatır.  Kimi insanın gücü yoktur, tükenmiştir yaşadıklarından, dayanamaz acıya, kendini o en uç noktada bulur. İntihar; “Bir kimsenin, ruhsal ve toplumsal nedenlerle, yaşamına kendi eliyle son vermesi, kendini öldürmesi.” ya da “Kendi yaşamını tehlikeye sokacak aşırı bir davranış ya da eylem.” Sözlük anlamı bile acının ta kendisidir.  Victor Frankl, Auswich Kampı’nda intiharı ...

Pandora'nın Torunlarına

           Asırlar önce Prometheus, Zeus’a hileli adak sundu; biri öküz işkembesi ile kaplı et yemeği, diğeri lezzetli yağlarla kaplanmış kemikler olan tabaklardı. Zeus bu hileyi anlamış olmasına rağmen kemikleri tercih etti ve o günden sonra insanlar adak kurbanlarının etlerini yiyip kemiklerini yakarak tanrılara sundu. Fakat Zeus, Promethus’un bu hilesine karşı uzun zamana yayılan ve acı veren bir intikam planı yaptı. Hephaistos verilen emirle kilden canlı bir yaratık şekillendirdi -Bu mit Havva’nın yaratılışına en çok yaklaşan Yunan mitidir-. Bu yaratık ilk olarak bir kadındı, ona “tüm-hediye” anlamına gelen “Pandora” ismini verdiler. Olympos tanrıları Pandora’ya teker teker hediyelerini sundular. Bilinenin aksine Pandora bir kutuya sahip değildi, tüm bu hediyeler şu an Girit’te bulunan büyük küpün içinde saklıydı. Zeus’un intikam alacağını bilen Promethus, kardeşi Epimetheus’a (Aklı Sonradan Gelen) gelebilecek hediyeler hakkında uyarıda bulundu, fakat ...

Umudun Müjdesi

Hayatımız boyunca beklemediğimiz birtakım olaylara, sınırlarımızı zorlayacak şekilde maruz kalırız. Bu yaşantılar; fiziksel, duygusal ve davranışsal bütünlüğümüzü tehdit eder. Kimi zaman bir boşluk sıkışmışlık hissiyle, kimi zaman öfke, utanç ve suçluluk duyguları ile kendini gösterir. Bazen bir defaya mahsustur bazen uzun soluklu, süreğen haldedir travmalarımız. Bizi derinden sarsan bu olaylardan kurtulsak dahi hafızamızın karanlık bir köşesinde yer edinen hatta bazen pusuya yatan bu acı anıları ziyaret etmek bize ıstırap verir. Kaçmak, kaçmak ve saklanmak isteriz. Ama nereye gidersek gidelim bedenimizde, ruhumuzda yahut düşüncelerimizde izler bırakır. Peki hayatımız boyunca dehşet, kaygı, çaresizlik ve korku gibi yoğun duygularla acı duyarak bazen neye yas tuttuğumuzu bile bilmeden yas tutarak yaşamak mümkün müdür? Elbette değildir. Bunlarla yaşamak fiziksel ve duygusal acıları gittikçe arttıracak ve derinleştirecektir. Travmalarımızın sonuçları kimi zaman bilin...

Pandemi Döneminde Umut ve İyi Oluş

Geride bıraktığımız yıl dünyaca çok büyük bir felaket ile yüzleştik hala da yüzleşiyoruz. Belki de veba salgınından sonra dünya tarihindeki en büyük salgınla karşı karşıya kaldık. Hiç öğrenmediğimiz kadar tıbbi terim öğrendik. Koca bir yılı evimizde büyük bir endişe ve korku içinde geçirdik. Hatta bu olanlar o kadar olağanüstü geldi ki bize, ilk zamanlar virüsün yaygınlığına, verdiği zarara inanamadık. Kendimizi büyük bir bilim kurgu filmi setinde sandık. Ciddiye almadık, her türlü şakasını yaptık, alaya aldık yaşanan bu felaketi. Fakat kendi başımıza gelmeyeceğini sandığımız bu felaket, en sonunda bizi de sevdiklerimizi de vurdu. Pandemiyle tanıştığımız bu ilk zamanlarda; gün gün, ay ay takip ettik haberlerden hastalanan ve ölen kişi sayılarını. Kâh başka ülkelerle kendimizi karşılaştırdık kâh doktor kesilip birbirimize tavsiyeler verdik ama her ne olursa olsun hangi meslekten, yaştan ve cinsiyetten olursak olalım; yıprandık.    Deneyimlediğimiz bu pande...