İnsan, hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşır. Bütün bunların yanında yaşamın, yaşamanın getirdiği
sorumluluklar vardır. Bu karmaşanın içinde insan, hayatına devam etmek zorundadır. Çünkü zaman
daima ilerleyecek ve insanı peşinden sürükleyecektir. Yaşamın temel döngüsünde ilerleyebilecek gücü
bulmak için insanın manevi bir dayanağa ihtiyacı vardır. Her şeyden ve herkesten ümidi kestiği karamsar
anlarda ilerleyebilmesini sağlayabilecek bir güç, içinde umut tohumlarını yeşertir. Bu inanış çoğu zaman
“din” olarak adlandırılır. Kötü günlerin geçeceğini, her zorlukla bir kolaylık geleceğini, zorlukların
karşılığının bu dünyada olmasa da başka bir alemde mutlaka alınacağı bildirilir. Bu vaatlerin sahibi olan
“Tanrı” insanı her zaman en iyi anlayan ve onun için en iyisini bilendir. Ancak ondan yardım istenir ve
ona güvenilir. Dini inanışlarda zorluklar, insanın sınanması içindir. Dünya hayatı sınanmadan ibarettir.
İmtihanların üstesinden gelenlere cennet gibi sonsuz güzellikte bir ödül verileceği bildirilir. Bütün bunlar
insanın anda kaybolmaması ve geleceğe umutla bakabilmesini sağlar. Görünen zorluğun ardında ki
görünmeyen manevi sırra sığınmak iyi hissettirir.
Din kavramı, hayattaki zorlukların yanı sıra mağduriyetlerde de insana vaatlerde bulunur. Haksızlığa ya da
zulme uğradığımızda da inancımız sayesinde hakkımızı bir gün mutlaka alacağımıza inanırız. Semavi
dinlerden örnek verecek olursak;
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey günah işleyerek kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet
sahibidir.” (Zümer,53) buyrulmuştur. İnsanın, yaptığı hata ve yanlışlardan sonra asla kapanmayacak bir
kapısı olduğunu bilmek her düşüşte tekrar ayağa kalkmak için yeterli bir sebeptir. Şefkate muhtaç
hissettiğinde bağışlayıcı bir güce sığınmak ve onun her zaman orada olduğunu bilmek cansız ayaklara
verecek, umut etmelerini sağlayacaktır.
İncil’de ise “Neden üzgünsün, ey gönlüm? Neden içim huzursuz? Tanrı’ya umut bağla, Çünkü O’na yine
övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrı’mdır.” (Mezmurlar,42) buyrulmuştur. Hiçbir neden
yokken bile sığınacak, kalbine ferahlık vermesini isteyebileceğin yüce ve merhametli bir gücün olduğunu
bilmek en karanlık anlarda ışık olacaktır.
İnsan yaşamak için umut etmek zorundadır. Bir saniye sonrasını bilmediğimiz şu hayatta başka ne
gelebilir ki elimizden? Düştüğümüzde kalkacağımıza, dibe battığımızda yukarıya çıkacağımıza, ya da
yanlış yola saptığımızda her daim doğru yolu bulabileceğimize inanmazsak bunlardan daha da kötü olan
karamsarlık dehlizlerinden nasıl çıkabiliriz? Bütün bunlar olurken şefkat, merhamet ve bağışlanma
dileyeceğimiz bir kapımızın olması ve o kapıdan asla geri çevrilmeyeceğimizi bilme hissi belki de
insana bahşedilmiş en büyük hediyelerden biridir. Yaşamak için umut etmeye, umut etmek için ise bir
amaca ihtiyacımız vardır. İlahi güç işte o amaçtır. O sonsuz güce olan güven, insanın sadece nefes
almasını değil yaşamasını da sağlar. Nefes almak ve yaşamak asla aynı değildir. Umutla yaşamanız dileğiyle…
sorumluluklar vardır. Bu karmaşanın içinde insan, hayatına devam etmek zorundadır. Çünkü zaman
daima ilerleyecek ve insanı peşinden sürükleyecektir. Yaşamın temel döngüsünde ilerleyebilecek gücü
bulmak için insanın manevi bir dayanağa ihtiyacı vardır. Her şeyden ve herkesten ümidi kestiği karamsar
anlarda ilerleyebilmesini sağlayabilecek bir güç, içinde umut tohumlarını yeşertir. Bu inanış çoğu zaman
“din” olarak adlandırılır. Kötü günlerin geçeceğini, her zorlukla bir kolaylık geleceğini, zorlukların
karşılığının bu dünyada olmasa da başka bir alemde mutlaka alınacağı bildirilir. Bu vaatlerin sahibi olan
“Tanrı” insanı her zaman en iyi anlayan ve onun için en iyisini bilendir. Ancak ondan yardım istenir ve
ona güvenilir. Dini inanışlarda zorluklar, insanın sınanması içindir. Dünya hayatı sınanmadan ibarettir.
İmtihanların üstesinden gelenlere cennet gibi sonsuz güzellikte bir ödül verileceği bildirilir. Bütün bunlar
insanın anda kaybolmaması ve geleceğe umutla bakabilmesini sağlar. Görünen zorluğun ardında ki
görünmeyen manevi sırra sığınmak iyi hissettirir.
Din kavramı, hayattaki zorlukların yanı sıra mağduriyetlerde de insana vaatlerde bulunur. Haksızlığa ya da
zulme uğradığımızda da inancımız sayesinde hakkımızı bir gün mutlaka alacağımıza inanırız. Semavi
dinlerden örnek verecek olursak;
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey günah işleyerek kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet
sahibidir.” (Zümer,53) buyrulmuştur. İnsanın, yaptığı hata ve yanlışlardan sonra asla kapanmayacak bir
kapısı olduğunu bilmek her düşüşte tekrar ayağa kalkmak için yeterli bir sebeptir. Şefkate muhtaç
hissettiğinde bağışlayıcı bir güce sığınmak ve onun her zaman orada olduğunu bilmek cansız ayaklara
verecek, umut etmelerini sağlayacaktır.
İncil’de ise “Neden üzgünsün, ey gönlüm? Neden içim huzursuz? Tanrı’ya umut bağla, Çünkü O’na yine
övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrı’mdır.” (Mezmurlar,42) buyrulmuştur. Hiçbir neden
yokken bile sığınacak, kalbine ferahlık vermesini isteyebileceğin yüce ve merhametli bir gücün olduğunu
bilmek en karanlık anlarda ışık olacaktır.
İnsan yaşamak için umut etmek zorundadır. Bir saniye sonrasını bilmediğimiz şu hayatta başka ne
gelebilir ki elimizden? Düştüğümüzde kalkacağımıza, dibe battığımızda yukarıya çıkacağımıza, ya da
yanlış yola saptığımızda her daim doğru yolu bulabileceğimize inanmazsak bunlardan daha da kötü olan
karamsarlık dehlizlerinden nasıl çıkabiliriz? Bütün bunlar olurken şefkat, merhamet ve bağışlanma
dileyeceğimiz bir kapımızın olması ve o kapıdan asla geri çevrilmeyeceğimizi bilme hissi belki de
insana bahşedilmiş en büyük hediyelerden biridir. Yaşamak için umut etmeye, umut etmek için ise bir
amaca ihtiyacımız vardır. İlahi güç işte o amaçtır. O sonsuz güce olan güven, insanın sadece nefes
almasını değil yaşamasını da sağlar. Nefes almak ve yaşamak asla aynı değildir. Umutla yaşamanız dileğiyle…
Sümeyye Öztürk
Fotoğraf: Elif Büşra Bozali
Yorumlar
Yorum Gönder