Doğal afetin insanlar üzerinde bıraktığı etkileri incelemeden önce kısaca doğal afet kavramının içeriğinden bahsetmek isterim. Mehmet Beşeri’nin tanımlaması en kapsamlı olacak şekilde şöyle açıklar: Doğal afet bireylerde fiziksel, zihinsel, sosyal, psikolojik ve ekonomik kayıplara sebep olan, günlük yaşamı kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kökenli olayların tümü olarak nitelendirilir. (Beşeri, 2009)
Beklenmeyen bir anda ortaya çıkarak hem bireysel kişilerin yaşamını hem de toplum içerisindeki düzeni zora sokacak olan bu felaketler, kimi zaman maddi kimi zaman maddi & manevi travmalara alan tanır.
Bazı kişiler doğal afetlerin ne zaman ne şekilde gerçekleşebileceğinin tahmin edilememesi ve bununla birlikte yaratacağı etkinin büyüklüğünün öngörülememesi sebebiyle bu afetlerden büyük korku duyabilirler. Bu duyulan endişenin boyutu kişiden kişiye, kişinin karakteristik özelliklerine ve geçmişte deneyimlenen travmalara bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.
Doğal afetlerin bireyler üzerinde yarattığı psikolojik etki sıcağı sıcağına ortaya çıkmayabilir, travmanın belirtileri kimi zaman aradan belli bir vakit geçtikten sonra ortaya çıkabilir. Olayın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra veya belli bir zaman sonra bazen de tetiklenme etkisiyle tipik bir şekilde ortaya çıkar. Kişilerin gelişiminde ve hayatlarına devam sürecinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Kurdukları düzeni, yaşam alanlarını, sevdiklerini kaybetme korkusu bireylerin diğer korkularını da tetikleyebilmektedir. Kendini güvende hissedememe hali, ani öfke hissiyatı, kaybolmuş hissetme, suçluluk duyma belirtilerden bazılarıdır. Ne yazık ki var olan dünya düzeninde, geçmişte deneyimlenen felaketler ve sonuçları geleceğe yönelik tedbir oluşturabilmekte ama yeni bir felaketin engellenmesinin önüne geçememektedir. Bazı durumlarda can ve mal kaybını, hasarları ya da afet sonrasında yaşanabilecek travmaları en aza indirgemeyi hedefleyen tedbirlerin kişinin travmasını aşmasında etkili olduğu görülmüştür.
Doğal afetler hem kişinin hem toplumun düzenini dolaylı ya da doğrudan olarak tehdit etmektedir. Bu afete maruz kalan kişilerde istemsiz olarak olayın tekrar tekrar hatırlanması görülen en sık travma belirtilerinden biridir. Bireyin yaşam alışkanlıklarının bozulacağına dair kaygı duyması, yaşanan olayla ilgili veya doğurduğu sonuçlarıyla ilgili konuşmaktan, fikir beyan etmekten kaçınması ya da tam tersi tepkisel davranması oluşabilecek travmanın bir diğer belirtisidir. Doğal afetten kaynaklı travma yaşayan insanlarda gözlemlenen diğer belirtileri şu şekilde sıralanabilir: duygusal olarak dengesiz davranışlar sergilenmesi, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, dikkat sorunları, kafa karışıklığı, uyku ve iştahta değişimler, uyumuş olmasına rağmen bireyin dinlenememiş hissi ile uyanması. Hatta rahatsız edici rüyalar ortaya çıkabilir, bu da dinlenememe duygusunu besler.
Kişiler arasında karakterlerinden kaynaklı farklılıklar vardır. Hiçbir insan birbiriyle aynı duygulanım ve tepkiyi göstermez. Herkes yaşanan bir travmayı farklı şekilde algılayabilir, farklı perspektiflerden olaya bakabilir, hayatının farklı bir yerine diğerlerinden bambaşka şekilde yansıtabilir. Bu nedenle bu tür travmaya sahip insanların hepsinin sırasıyla bütün belirtileri göstermesini bekleyemeyiz. Burada bahsedilenler doğal afet travması olan insanlarda ortak olarak en sık görülen belirtilerdir fakat bunların dışında gösterilen tepkilerin de doğal afet travmasına işaret olması mümkündür.
Doğal afete maruz kalan bireylerin hayatlarının geri kalanında buna ne anlam yükleyecekleri, yaşadıkları bu kötü deneyimi nasıl tanımlayacakları büyük önem taşır. İnsan bilincinin var olan somut olayları algılayış ve beyin içerisinde işleyiş süreci, afete yüklediği anlamı etkiler. Afet sonrasında gelişebilecek travma üzerinde bunun da etkisi büyüktür.
Peki çocuklarda ve okul çağındaki bireylerde ne gibi semptomlar gözlenebilir?
Bütün travmatik olaylar sonrasında olduğu gibi, doğal afet travmasının da çocuklar üzerinde psikolojik olarak oluşabilecek negatif etkisi yetişkinlere kıyasla daha fazladır. Özellikle sevdiklerini, yakınlarını kaybeden çocuklarda veya maddi hasarlar dolayısıyla maruz kaldıkları yaşantılar okul çağında olan çocukların gelişimini negatif yönde önemli bir ölçüde etkilemektedir. Ergenlik çağındaki bireylerde görülen okuldan kaçma, Vandalizm, saldırganlık, erken cinsel deneyimler, çalma, yağmalama, anti sosyal davranışlar, madde kullanmaya başlamak gözlemlenebilecek semptomlardan bazılarıdır. (Pelcovitz ve diğ., 1994).
Buse YOLBULANLAR
KAYNAKÇA
Psikosososyal Destek Programı Kitabı, Doğal Afet Travması Modülü̈, MEB
Beşeri, M. (2009), Doğal afetler, Konya: Tablet Kitabevi.
Pelcovitz, D., Kapan, S., Goldenberg, G., Mandel, F., Lehane, J. & Guerrera, J. (1994).
Yorumlar
Yorum Gönder