İnsan olarak neden bir güven arayışı içindeyiz hep? Neden sırtımızı sağlama almak gibi bir isteğimiz var? Neden bir işi yapmadan önce önlem alıyoruz? Bu soruların cevaplarını hiç düşündük mü? İnsanoğlu olarak hayatımızı ruhsal ve fiziksel anlamda tehdit eden her şeyi ortadan kaldırmak isteriz ya da en azından bu tehlikelerin bize zarar veremeyeceği bir alanda olmak isteriz. Bu tehlikelerden uzak olmak, zarar görmemek için önlem veyahut tedbir almak aslında güven arayışımızın en güçlü göstergesidir. Bu güven arayışı sadece insanda var olan bir arayış değildir. Doğadaki bütün canlılarca benimsenmiş ve içgüdüsel olarak ortaya çıkan bir duygudur. Tıpkı bir kuşun yerden bulduğu çalılıkları büyük bir azimle toplayıp bir yuva yapması ve yeni doğacak yavrularına güvenli bir alan oluşturması gibi. Peki biz insanoğlu olarak neler yapıyoruz güvende olmak için?
İnsan olarak sevdiklerimizi ve kendimizi korumak için biz de elbet güvenli alanlar arar ya da oluştururuz. Örneğin, insanoğlunun teknolojide, bilimde ilerlemeler kaydetmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu güven arayışıdır çünkü her seferinde daha güvenli bir araç için arayışa girer insanlık. Bazen daha konforlu ulaşım için daha hızlı bir uçak, bazen daha konforlu bir hayat için daha güzel evler, bazen ülke güvenliği için üretilen silahlar ve daha birçok şey insanın güven arayışının sonucu ortaya çıkan ilerlemelerden bazılarıdır. İnsanın bu anlamlı güven arayışı sonucu kendine sağlamış olduğu güvenli bir alan var. Neresidir peki bu güvenli alan ya da alanlar?
Aslında ilk güvenli alanımız annemizin karnıydı, sonra kucağı oldu, sonra büyüdük evimiz oldu sonra daha da büyüdük kendi kurduğumuz aile bize güven oldu. Aslında güvende olmak demek evde olmak demekti; misafir olmanın verdiği gerginlik ve geçicilik hissi değil de ev sahibi olmanın verdiği özgüven ve evde olmanın verdiği emniyette olma hissiydi. Peki neden güven bu kadar önemli bizim için?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi; insan olarak arkamızı rahatça dönebilmek, duvarlar sağlam deyip rahatça sırtımızı dayamak istiyoruz. Yani aslında biz emin olmak istiyoruz çünkü güvensizlik duygusu tıpkı şüphe gibi insanı tedirginlik içinde, belirsizlik içinde bırakan; insanın içini bir kurt gibi yiyip bitiren hastalıklı bir duygu. Huzur için, sağlıklı bir hayat için güvenmek, güvendiğimiz kişilerle birlikte olmak ve de güvenli alanlara sahip olmak bizim yaşamımızın önemli temel ihtiyaçlarından biri hiç şüphesiz. Düşünsenize hayatımız güvensizlik üstüne kurulu olsa ne yapardık? Nasıl uyuyabilirdik? Nasıl yiyebilirdik? Nasıl dost biriktirebilirdik? Nasıl sevebilirdik? Nasıl aile kurabilirdik? Güvenmeseydik hiçbir şeye nasıl sağlıklı kalabilirdik ki? Sürekli tehlike altında olduğumuzu düşünmek bizi delirtmez miydi? İşte sadece bu sebeplerden ötürü bile, su kadar hayatımızın temel ihtiyacı olan bu güvende olma, güvende hissetme duygusuyla; ilk çağlardan beridir insanoğlu güven arayışı içinde. Belki yaşamımız için ne kadar önemli bir unsur olduğunun farkında değiliz ama güven arayışı hayatımızın her aşamasında, her saniyesinde var ve var olmaya da devam edecek. Her daim güvende kalmamız dileğiyle...
Psk. Macide KAHRAMAN
Yorumlar
Yorum Gönder