Ana içeriğe atla

Reddedile(meye)n Erkekler!


Yaşadığımız coğrafyada sırf “hayır” dediği için ve karşısındaki insan “hayır” dediğini anlamadığı için psikolojik veya fiziksel şiddet gören, tacize ya da tecavüze uğrayan ve hatta öldürülen birçok kadın var. Her biri istenmemeyi kabul edemeyen ailesi, akrabası, eşi, sevgilisi, flörtü, bir tanıdığı ya da tanımadığı kişiler tarafından zarar görmektedir. Ne yazık ki her yaşanan yeni olay reddedilemeyen erkek(!) kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu zihniyete sahip erkekler kendilerinin reddedilemeyeceğine ve istedikleri her şeyi elde edebileceklerine inanmaktadır. Onlara göre zorla güzellik olur.

Bazı insanlar reddedilmeye karşı daha hassastır, reddedilme kaygısı bütün benliklerini sarar. “Reddedilme duyarlılığı, reddedilmeyi kaygıyla bekleme, algılamaya hazır olma ve reddedilmeye karşı aşırı tepki gösterme olarak tanımlanmaktadır.” (Downey ve Feldman, 1996; akt. Şirvanlı Özen ve Güneri, 2018). Reddedilme kaygısı sadece karşı cinse karşı duyulmamakta, aileye, arkadaşa, öğretmene karşı da görülmektedir. Bağlanma, ebeveynlik, romantik ilişkiler reddedilme duyarlılığının sebeplerinden sayılmaktadır. Araştırmalar insanların reddedilme beklentisine farklı tepkiler verdiklerini göstermektedir. Bunlardan birincisi; duyguları içe yöneltme yani kişinin ilişkilerden uzaklaşmasıdır. Bunlardan ikincisi ise; duyguları dışa yöneltmedir. Reddedilmeye karşı öfkeli olan insanlar yıkıcı ve saldırgan davranmaktadırlar. Karşısındaki kişiye öfkeli davranabildikleri gibi kendilerini de suçlamaktadırlar. “Konu ile ilgili yapılan bir araştırmada, reddedilme duyarlılığına sahip kişilerin, kendi yetersizliklerinden dolayı kendilerini cezalandırdıkları ya da reddedilmeyi kendi standartlarında bir başarısızlık olarak algıladıklarından dolayı, kendilerine karşı düşmanca düşünceler içinde oldukları görüşü savunulmuştur.” (Breines ve Ayduk, 2015, akt. Şirvanlı Özen ve Güneri, 2018). 

Reddedilme duyarlılığına sahip erkeklerin iki stratejiyi tercih ettikleri gözlemlenmektedir. “...ilişkiye çok az yatırım yapan yüksek reddedilme duyarlılığına sahip erkeklerin, sosyal ilişkilerden uzak durduğu; ilişkiye çok fazla yatırım yapan erkeklerin ise şiddete başvurma oranlarının fazla olduğu bulunmuştur.” (Şirvanlı Özen ve Güneri, 2018). Bu durum romantik ilişkilerde görülmektedir. Ancak toplumumuzda reddedilmeyi kabul edemeyen erkekler sadece romantik ilişkide var değildir. Son birkaç yılda çok daha fazla duyulan reddedilemeyen erkek sadece bunlarla açıklanamaz. Bir başka insana zarar vermek, en temel hakkı olan yaşama hakkını elinden almak, “bak psikolojik bir geçmişi var” diyerek daha anlayışlı yaklaşılabilecek bir durum değildir. 

Her yeni bir sosyal medya paylaşımında, her yeni bir haberde “neden?” sorusu insanların aklında merak uyandırmaktadır. Reddedilmenin psikolojik sürecini açıklamak belki nedenlerden birini anlamaya yardımcı olabilir. Maalesef ki bu durumu tamamıyla anlayabilmenin pek bir yolu yoktur.  

Reddedilme duyarlılığının önemli etkenlerinden bağlanma ve ebeveynlik ele alındığında, bağımlı kişilerin onları reddeden ebeveynlere sahip olduğu bilinmektedir. Evlatlıktan reddetme ilk akla gelen olsa da meşgul ebeveynlerle büyüyen ve ilgisiz kalan çocuklar da kendilerini reddedilmiş hissedebilirler. Reddedilemeyeceğine inanan erkeklerin varlığında anneyle babanın geçmişteki yaklaşımı her ne kadar önemliyse de bu erkeklerin ailelerinden bulamadıkları yüzü çevrelerinden buldukları yani toplumdan güç kazandıkları göz ardı edilmemelidir. “Göster amcaya” mantığı ve benzeri olan, erkeklerin kendilerini daha yetkin hissetmesini sağlayan, tüm yaklaşımların yok olması gerekmektedir. İstediğini elde edebileceğine bu denli inanan reddedilemeyen erkeklerin bu hakkı kendilerinde görmesine sebep olan her türlü zihniyetin değişmesi bir zorunluluktur. Reddedilmenin normal olduğunu, bir başkasının kararlarına saygı duyulması gerektiğini bilmeyen insanların bir başkasına zarar vermeden önce profesyonel bir yardımdan yararlanması sağlanmalıdır. Her şeyden önce bir canlıya zarar veremeyeceğini bu zihniyete sahip erkeklere idrak ettirmek çok büyük önem arz etmektedir.

Bu topraklarda yaşayan hiçbir kadın reddetmekten korkutulmadığını söyleyemez. Çoğu kadın reddedildikten sonra psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddetle karşılaşmıştır. Çok az kadın “hayır” dedikten sonra rahat bırakılma hikayesi anlatabilir. Bu ülkede kadın sırf “hayır” dediği için sanki namus ve ahlak sadece kadında varmış gibi namussuz ve ahlaksız olur, fısıldaşmalar gelir kulağına. Bu ülkede kadın sırf “hayır” dediği için kilitli kapılar ardında kalır, çaldığı kapılar da defalarca kapanır yüzüne. Bu ülkede kadın sırf “hayır” dediği için dayak yer, saldırıya uğrar, tecavüz edilir. Reddedilme psikolojisi anlatılsın da reddedilemeyen erkeklerin(!) beyinlerinin işleyişi, verdikleri zarar ve yok ettikleri anneler, evlatlar, kardeşler, yeğenler, kuzenler, teyzeler, halalar, arkadaşlar nasıl açıklansın? Bir başkasına anlatmak neyse de her şeyden önce reddedilemeyen erkeklere(!) hayır ne demek öğretilsin! 

Elif Büşra BOZALİ 

KAYNAKÇA

Şirvanlı Özen, D. ve Güneri, F.K., (2018). İlişki başarısının temel belirleyicisi: reddedilme duyarlılığı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 0(4), 454-469.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HAYAT GÜZELDİR FİLM ANALİZİ

                 Filmimiz, baş kahramanı cüretkâr, konuşkan, umursamaz bir adam olan Guido’nun amcasının yanında garson olarak çalışmaya başlaması ve Dora isminde bir öğretmene âşık olup evlenmesiyle başlıyor ve ailesiyle birlikte 2. Dünya savaşı sırasında Yahudilerin toplandığı bir esir kampına düşmesiyle devam ediyor. Bu esir kampında Guido küçük oğlunu yaşatabilmek için ona bunun bir oyun olduğunu hiç kimseye görünmeden saklanabilen ve hayatta kalanın en sonunda kocaman gerçek bir tanka sahip olacağını söyler çünkü oğlunun en sevdiği oyuncak tanktır. Böylelikle Guido oğlunun bu yıkıcı durumdan etkilenmemesini ve durumu bir oyunmuş gibi algılamasını sağlamış oldu İnsanın hayata tutunması için her zaman bir motivasyona ihtiyaç duyduğu gerçeği aslında filmde baş karakterimiz Guido’nun ailesi için kampta hayatta kalma mücadelesi vermesi, ailesinin bütünlüğünü korumaya çalışması, çocuğunun sağ kalması için çabalaması aslında belki de fizik...

Taklit Hastalıktan Dayatılan Hastalığa Munchausen Sendromunun Analizi

İnsanı bedensel, ruhsal ve sosyal bileşenlerin bir bütünü olarak düşündüğümüzde, bu bütünlüğün korunması ve sürdürülmesi sağlıklı olmayı temsil etmektedir. Bu iyilik halinin ortadan kalkması ise hastalığı ifade eder. İnsanların hastalık davranışları, hastalığın akut veya kronik olmasından, hasta kişinin sosyo-ekonomik ve kişisel özelliklerinden etkilenebilmektedir. Sayılan bu özellikler aynı zamanda hastalığa karşı gösterilen psikolojik tepkilerin de belirleyicisi olabilmektedir. Hastalık yüzünden çekilen acı ve bu acının kişinin hayatında yarattığı etki, o kişinin psikolojik sağlamlığının düzeyine göre daha hafif veya daha şiddetli hale gelebilir. Psikolojik sağlamlık, kişinin yaşadığı zor durumlar karşısında ruh sağlığını koruyabilme kapasitesi ve bu durumlara “uyum sağlama yeteneği” (Öz ve Bahardır Yılmaz, 2009, s.83) olarak açıklanmaktadır. Psikolojik sağlamlığı etkileyen en önemli faktörlerden biri ise sosyal destektir. Kronik hastalığı olan kişilerle yapılan bir çalışmada, algı...

OSB ve Taklit Becerisi

            Taklit, erken çocuklukla birlikte gelişen sosyal bir etkileşim becerisidir. Bu beceri, çocukların hem sosyal hayatında hem de yeni bilgi ve beceri kazanmalarında önemli rol oynamaktadır (Ingersoll, 2008b; Ingersoll ve Lalonde, 2010). Ayrıca, taklidin iletişimsel yönü ele alınırsa; ebeveyn- bebek arasındaki ilk etkileşim aracı olduğunu da söyleyebiliriz (Turan ve Ökçün-Akçamuş, 2013). Örneğin, bebekler karşılıklı gülümseyerek ya da çeşitli jest ve mimikler yaparak ebeveynlerinin çeşitli ses ve hareketlerini taklit ederler ve böylelikle aslında onlarla iletişime geçmiş olurlar.          Taklidin diğer bir işlevi olan öğrenmek ise, çocuklara fiziksel ve sosyal çevrelerini keşfetme şansı tanıdığı gibi bu çevrelerden çeşitli deneyimler öğrenmesini de sağlar. Bu öğrenme sadece sosyal değil aynı zamanda bilişseldir de çünkü taklit becerisinin denem- yanılma ya da problem çözme gibi ö...