Ana içeriğe atla

5.Sayımız: Kadın


Kadının toplumda bir yeri olduğunu ve bu yerin sadece ev olmadığını anlatmaya çalışmak o kadar acı ki... Kadının hem evlilik hayatını hem iş hayatını sürdürebildiğini, kadının başarılı olduğunu göstermek zorunda kalmak ne kadar üzücü... Kadının da haklarının olduğunu kabul ettirmeye çalışmak nasıl da yorucu... Aslında kadının da bir insan olduğunun algılanmasını sağlamak ne değişik. İnsanların kadını bu kadar mesele etmesi; bu kadar doğal, hayatın akışına uygun bir durumu bir türlü akışına bırakamaması çok şaşırtıcı. Hiç düşünüyor musunuz “neden her zaman kadın konuşuluyor” diye? Asıl konuşulması gereken kadına olan bakış açısı, kadına olan yaklaşım değil mi? Kadının varlığı için mücadele etmesindense herkesin bu zihniyeti değiştirmek için uğraşması gerekmez mi?

Bu sayımızda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle kadın üzerine yazmayı tercih ettik. Kadının başarısını ön plana çıkarmak isterken toplumumuzun gerçeklerinden kaçamadık ve herkes gibi mart ayında hafızamıza kazınan haberlerle sarsıldık. Eksilerden ise artılara dikkat çekmek isterken gerçeklerle tekrar yüzleştik. 

Kadınların birbirini süzüp göz devirmediği, çocuk yaşta gelin ilan edilmediği, zorla evlendirilmediği, çocuk yetiştirmekte tek bırakılmadığı, şiddet görmediği, tacize ve tecavüze uğramadığı, şiddet görmediği, yaşatılanlar karşısında susmadığı, öldürülmediği, istediği gibi güldüğü konuştuğu giyindiği, her saatte her yerde rahatça gezebildiği, fiziki özelliklerine göre belli sıfatlarla ayrıştırılmadığı, gücünün küçümsenmediği, belli kalıplara sokulmadığı, girmek istemediği kalıpların sorumluluğuyla yargılanmadığı, haklarını savunmak zorunda kalmadığı ve insan olmasından kaynaklı sahip olduğu haklarının verildiği bir dünya olsun! 

EditörlerSena Karataş & Elif Büşra Bozali & Ceren Öztürk




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HAYAT GÜZELDİR FİLM ANALİZİ

                 Filmimiz, baş kahramanı cüretkâr, konuşkan, umursamaz bir adam olan Guido’nun amcasının yanında garson olarak çalışmaya başlaması ve Dora isminde bir öğretmene âşık olup evlenmesiyle başlıyor ve ailesiyle birlikte 2. Dünya savaşı sırasında Yahudilerin toplandığı bir esir kampına düşmesiyle devam ediyor. Bu esir kampında Guido küçük oğlunu yaşatabilmek için ona bunun bir oyun olduğunu hiç kimseye görünmeden saklanabilen ve hayatta kalanın en sonunda kocaman gerçek bir tanka sahip olacağını söyler çünkü oğlunun en sevdiği oyuncak tanktır. Böylelikle Guido oğlunun bu yıkıcı durumdan etkilenmemesini ve durumu bir oyunmuş gibi algılamasını sağlamış oldu İnsanın hayata tutunması için her zaman bir motivasyona ihtiyaç duyduğu gerçeği aslında filmde baş karakterimiz Guido’nun ailesi için kampta hayatta kalma mücadelesi vermesi, ailesinin bütünlüğünü korumaya çalışması, çocuğunun sağ kalması için çabalaması aslında belki de fizik...

Taklit Hastalıktan Dayatılan Hastalığa Munchausen Sendromunun Analizi

İnsanı bedensel, ruhsal ve sosyal bileşenlerin bir bütünü olarak düşündüğümüzde, bu bütünlüğün korunması ve sürdürülmesi sağlıklı olmayı temsil etmektedir. Bu iyilik halinin ortadan kalkması ise hastalığı ifade eder. İnsanların hastalık davranışları, hastalığın akut veya kronik olmasından, hasta kişinin sosyo-ekonomik ve kişisel özelliklerinden etkilenebilmektedir. Sayılan bu özellikler aynı zamanda hastalığa karşı gösterilen psikolojik tepkilerin de belirleyicisi olabilmektedir. Hastalık yüzünden çekilen acı ve bu acının kişinin hayatında yarattığı etki, o kişinin psikolojik sağlamlığının düzeyine göre daha hafif veya daha şiddetli hale gelebilir. Psikolojik sağlamlık, kişinin yaşadığı zor durumlar karşısında ruh sağlığını koruyabilme kapasitesi ve bu durumlara “uyum sağlama yeteneği” (Öz ve Bahardır Yılmaz, 2009, s.83) olarak açıklanmaktadır. Psikolojik sağlamlığı etkileyen en önemli faktörlerden biri ise sosyal destektir. Kronik hastalığı olan kişilerle yapılan bir çalışmada, algı...

OSB ve Taklit Becerisi

            Taklit, erken çocuklukla birlikte gelişen sosyal bir etkileşim becerisidir. Bu beceri, çocukların hem sosyal hayatında hem de yeni bilgi ve beceri kazanmalarında önemli rol oynamaktadır (Ingersoll, 2008b; Ingersoll ve Lalonde, 2010). Ayrıca, taklidin iletişimsel yönü ele alınırsa; ebeveyn- bebek arasındaki ilk etkileşim aracı olduğunu da söyleyebiliriz (Turan ve Ökçün-Akçamuş, 2013). Örneğin, bebekler karşılıklı gülümseyerek ya da çeşitli jest ve mimikler yaparak ebeveynlerinin çeşitli ses ve hareketlerini taklit ederler ve böylelikle aslında onlarla iletişime geçmiş olurlar.          Taklidin diğer bir işlevi olan öğrenmek ise, çocuklara fiziksel ve sosyal çevrelerini keşfetme şansı tanıdığı gibi bu çevrelerden çeşitli deneyimler öğrenmesini de sağlar. Bu öğrenme sadece sosyal değil aynı zamanda bilişseldir de çünkü taklit becerisinin denem- yanılma ya da problem çözme gibi ö...