Ana içeriğe atla

BENLİKTEN KAÇMAK: SOSYAL MEDYA



Özellikle 20. ve 21. yüzyılı etkileyen internet kullanımı ve yine ondan oluşan sosyal medya, artık bir gündelik ihtiyaç haline gelmesiyle beraber; bireyler arasındaki ilişkilerin, toplumsal yargılama veya yüceltmenin, öğrenmenin, eleştirmenin ve konumuz olan “benlik yaratmanın” bir parçası haline gelmiştir. Bu yazıda sosyal medya mecraları üzerinden bireylerin kendi yarattığı ya da yaratmak durumunda kaldığı birden fazla benlikle birlikte, var olan bir “benden” kaçmanın mümkün olup olmayacağı tartışılacaktır.

Kullanılan mecraların birçoğunun (Facebook, Twitter, Instagram, Linkedln, Tinder, vs.) temeline bakıldığında bireylerin sanal ortamlarında sosyalleşmesi üzerine kurulu olduğu görülür. Aslında bireylerin birbirlerini tanımasına ve kendilerini tanıtmasına fırsat veren bu mecralarda çoğu zaman bireyler farklı benlikler yaratarak farklı “senaryolarda” rol alabiliyor. William James’e göre bireyler farklı izleyicilere kendini kabul ettirebilmek için, stratejik olarak gösterdikleri “çoklu sosyal kimliklere” sahiptirler (Cesur ve Dil, 2018, s.39). Netlik kazandırmak için örnek verilmesi gerekirse, son zamanlarda da ünlü olan “Linkedln vs. Instagram vs. Facebook vs. Tinder” şeması akla getirilebilir. Bireyler, diğerlerinin kendileri hakkında ne düşündüğüne odaklandığı gibi kendileri hakkında nasıl düşündürtmek istediklerine de odaklanırlar. Bundan dolayı sosyal medya üzerinden kendi “benliklerini” yaratırken, Lınkedln hesabında daha resmi bir benlik çizerken Instagram hesabında daha eğlenceli, Facebook hesabında daha ailesel, Tinder hesabımızda daha seksi bir profil yaratma eğiliminde olabilirler. Bunların hepsi yaratılan çoklu sosyal kimliklerdir. Bu kimliklerin öz saygıyla olan ilişkisine bakıldığında Aybuke Cesur ve Kemal Dil’in üniversite öğrencileri üzerinden yaptığı bir araştırmaya göre düşük benlik saygısına sahip olan öğrencilerin sosyal medyada kendilerini olduklarından farklı yansıttıkları görülebilir (Cesur ve Dil, 2018, s. 44). Elbette ki bu sonuç yüksek benlik saygısına sahip olan her bireyin sosyal medyada kendilerini oldukları gibi gösterdikleri varsayımını üretmez. 

Oluşturulan bu sosyal kimliklerin kişiye getirdiği zararlar, sadece aşırıya kaçıldığında (bireyin hiç yapmadığı şeyleri yapmış olarak göstermesi, katılmadığı görüşlere sadece beğeni getirmesi için katılmış gibi davranması, vs.) bireyin üzerinde hasarlar oluşturabilme ihtimali yükselebilir. Buradan algılanan sonucun bireyin hayatında tek bir kimliğe sahip olması ve hayatının her yerinde kendi ruhsal/fiziksel sağlığı için onu yansıtması gerektiği olmamalıdır. Sosyal bir varlık olan insan, hayatının her yerinde farklı kimliklere diğer bir deyişle benliklere sahiptir. Ailenin yanında gösterilen kimlik ile arkadaş çevresinde ya da Instagram’da gösterilen kimlik elbette farklıdır. Burada tehlikeli durum, bu oluşturulan kimliklerin birbirleriyle çatışma haline girmesi ya da günün sonunda bireyin kendine gösterdiği benliğiyle tamamen farklı olmasıdır. 

Toparlamak gerekirse, kaçılan “benlik” algısı bireyden bireye değişecek ve şekillenecek bir olgudur. Oluşturulan kimlik, bireyin gerçek yaşamından kaçmaya çalışmayan veya aralarında bir tezat oluşturmayan, kullanılan sosyal medya hesabına göre şekillenen bir kimlikse, kaçılan benlik algısı yerine oluşturulan sosyal bir kimlik demek daha doğru olabilir. Bireyin kendisini hiç olmadığı bir kişi olarak göstermesi, yalnızca ilgi ve merak için hiç yapmadığı şeyleri yapmış, normalde katılmayacağı görüşlere katılmış olarak lanse etmesi kısa vadede pozitif olsa bile uzun vadede bireyin gerçeklik algısını bozabilir veya gerçekliğe geri döndüğünde, kaçtığı benliğini fark etmesi üzerine ruhsal açıdan bireyde zarar oluşturabilir.
KAYNAKÇA & KONUNUN DAHA İYİ ANLAŞILMASI ADINA ÖNERİLER

Cesur, A., Dil, K. (2018). “Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medyada Benlik Sunumları ve Yansımaları: Çankırı Karatekin Üniversitesi Örneği”. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD), 5(7), 33-45.

Benlik konseptine ilgiliyseniz;
E. Goffman’ın Dramaturji yaklaşımına bakabilir 
ya da farklı bir perspektiften yaklaşmak için
Şahin, C. ve Kumcağız, H. (2017). “Narsisizm Ve Benlik Saygısının Sosyal Medya Bağımlılılığı Üzerindeki Yordayıcı Rolü”. International Journal Of Eurasia Social Sciences, 8(30), 2136-2155. 
Makalesine göz atabilirsiniz.

Elif Nur Gürcan







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HAYAT GÜZELDİR FİLM ANALİZİ

                 Filmimiz, baş kahramanı cüretkâr, konuşkan, umursamaz bir adam olan Guido’nun amcasının yanında garson olarak çalışmaya başlaması ve Dora isminde bir öğretmene âşık olup evlenmesiyle başlıyor ve ailesiyle birlikte 2. Dünya savaşı sırasında Yahudilerin toplandığı bir esir kampına düşmesiyle devam ediyor. Bu esir kampında Guido küçük oğlunu yaşatabilmek için ona bunun bir oyun olduğunu hiç kimseye görünmeden saklanabilen ve hayatta kalanın en sonunda kocaman gerçek bir tanka sahip olacağını söyler çünkü oğlunun en sevdiği oyuncak tanktır. Böylelikle Guido oğlunun bu yıkıcı durumdan etkilenmemesini ve durumu bir oyunmuş gibi algılamasını sağlamış oldu İnsanın hayata tutunması için her zaman bir motivasyona ihtiyaç duyduğu gerçeği aslında filmde baş karakterimiz Guido’nun ailesi için kampta hayatta kalma mücadelesi vermesi, ailesinin bütünlüğünü korumaya çalışması, çocuğunun sağ kalması için çabalaması aslında belki de fizik...

Taklit Hastalıktan Dayatılan Hastalığa Munchausen Sendromunun Analizi

İnsanı bedensel, ruhsal ve sosyal bileşenlerin bir bütünü olarak düşündüğümüzde, bu bütünlüğün korunması ve sürdürülmesi sağlıklı olmayı temsil etmektedir. Bu iyilik halinin ortadan kalkması ise hastalığı ifade eder. İnsanların hastalık davranışları, hastalığın akut veya kronik olmasından, hasta kişinin sosyo-ekonomik ve kişisel özelliklerinden etkilenebilmektedir. Sayılan bu özellikler aynı zamanda hastalığa karşı gösterilen psikolojik tepkilerin de belirleyicisi olabilmektedir. Hastalık yüzünden çekilen acı ve bu acının kişinin hayatında yarattığı etki, o kişinin psikolojik sağlamlığının düzeyine göre daha hafif veya daha şiddetli hale gelebilir. Psikolojik sağlamlık, kişinin yaşadığı zor durumlar karşısında ruh sağlığını koruyabilme kapasitesi ve bu durumlara “uyum sağlama yeteneği” (Öz ve Bahardır Yılmaz, 2009, s.83) olarak açıklanmaktadır. Psikolojik sağlamlığı etkileyen en önemli faktörlerden biri ise sosyal destektir. Kronik hastalığı olan kişilerle yapılan bir çalışmada, algı...

OSB ve Taklit Becerisi

            Taklit, erken çocuklukla birlikte gelişen sosyal bir etkileşim becerisidir. Bu beceri, çocukların hem sosyal hayatında hem de yeni bilgi ve beceri kazanmalarında önemli rol oynamaktadır (Ingersoll, 2008b; Ingersoll ve Lalonde, 2010). Ayrıca, taklidin iletişimsel yönü ele alınırsa; ebeveyn- bebek arasındaki ilk etkileşim aracı olduğunu da söyleyebiliriz (Turan ve Ökçün-Akçamuş, 2013). Örneğin, bebekler karşılıklı gülümseyerek ya da çeşitli jest ve mimikler yaparak ebeveynlerinin çeşitli ses ve hareketlerini taklit ederler ve böylelikle aslında onlarla iletişime geçmiş olurlar.          Taklidin diğer bir işlevi olan öğrenmek ise, çocuklara fiziksel ve sosyal çevrelerini keşfetme şansı tanıdığı gibi bu çevrelerden çeşitli deneyimler öğrenmesini de sağlar. Bu öğrenme sadece sosyal değil aynı zamanda bilişseldir de çünkü taklit becerisinin denem- yanılma ya da problem çözme gibi ö...